Menü Kapat

Siyah Kuğu Kitap Analizi

Benim okumaktan çok keyif aldığım ve bir o kadarda üzerine düşündüğüm Nassim Nicholas Taleb “Siyah Kuğu” kitabından bahsetmek istiyorum. Kitabın günümüz iş dünyasında yaşadığımı olayların açıklanmasında çok faydalı olduğunu düşünüyorum. 2007 yılında yayınlanan kitabın halen okunmaya devam etmesi bence bunun bir göstergesi. Öncelikle ben size biraz yazardan bahsetmek istiyorum.

Nassim Nicholas Taleb: teknik olmayan yazı stili, genellikle yarı otobiyografik olan bir anlatı stilini kısa felsefi hikayeler ve tarihi ve bilimsel yorumlarla karıştırmak olarak tanımlanmaktadır. 

Nassim Nicholas Taleb: 1960 Lübnan doğumlu olan yazar, ailesinin kökenleri nedeniyle nedeniyle Beyrut’da Fıransız vatandaşı olarak hayata başlıyor. Hayatı Lübnan iç savaşından etkilense de(ailesinin Lübnan’daki siyasi önemi ve aile servetleri azalmıştır.) Talep o yıllarda kendi deyimiyle haftada 60 saat finans üzerine okumalar yapıyor.  

Eğitimini Paris Üniversitesi ve Warton School da tamamlayan Taleb’in  tez konusu türev ürünlerde matematiğe odaklanmaktadır. Taleb hedge fon yöneticiliği yapmış ve türev ürünler  üzerine çalışmış tır.  Yazar  riskin sadece ekonomi ve finans ile ilgili bir kavram olmadığını hayatın akışına yansımaları olduğunu fark eder.

Taleb genelde insanların doğadaki düzensizlikleri görmezden gelmeye meyilli olduğunu, görmezden geldiğimiz olası durumların hayatımız üzerine çoğu zaman dikkat kesildiklerimizden daha büyük etki yarattığını söylemektedir. Bu sebeple hayatın risklerine karşı her yönden kuvvetlenmek yerine haberleri okumak, hava durumuna bakmak, yani vakit kaybetmek Taleb’e göre aptallıktır. Bu aptallıkta  istatistiksel varsayımların önemli bir yet tuttuğunu belirtir.

Taleb yüksek kurtosis durumlarını hayata uyarlamış ve bu tip nadir durumların insanlık tarihinde de var olduğu, daha önemlisi böyle olayların tıpkı borsada olduğu gibi insanlığa da büyük etkiler yaratacak hacimde olduğunu söyler. Taleb istatistikten sıyırdığı bu kavrama ‘siyah kuğu’ alegorisiyle imzasını atar.

2007 basımlı “Siyah Kuğu” kitabı ise göz ardı edilen veya düşük gerçekleşme olasılığına sahip olduğu düşünülen değişkenlerin/olayların birleşik bir etki ile muazzam olay ve değişimlere yol açabildiğini ve bu durumlarında insanlık tarihini biçimlendirdiğini ifade etmektedir. Başka bir değişle Taleb’in söylediğini kişiselleştirmek gerekir ise zaman, alışkanlıklar ve toplumun bize öğrettiği davranış kalıpları, görmezlikten geldiğimiz düzensizlik ile birleşince gerçekleşme olasılığı düşük olarak nitelendirdiğimiz olayların gerçekleşmesinin bizim için yıkım olabileceğini söylemektedir.  

“Avustralya’nın keşfinden önce, Eski Dünya’ da, bütün kuğuların beyaz olduğuna inanılırdı. Görülen ilk siyah kuğu gözlem ve deneylere dayalı öğrenmenin ciddi boyuttaki sınırlamalarını ve bilgilerimizin kırılganlığını ortaya çıkardı. Milyonlarca beyaz kuğu, kuğuların tamamen beyaz olduğunu ispatlamaya yetmez ama bir tek siyah kuğu aksini ispatlamaya yeter!”

Kitap yukarda verdiğim giriş bölümü ile başlamakta ve siyah kuğu olgusunun üç temel özelliği olduğunu belirtir.

  • Olağan beklentilerin dışındadır, sıra dışıdır, çünkü geçmişte olabilirliğine dair hiçbir işaret görülmemiştir.
  • Muazzam bir etki gücü vardır.
  • İnsan doğası; gerçekleşen olayın beklenmedik bir durum olmasına rağmen, olayın yaşanmasından sonra açıklanabilir ve öngörülebilir hale getirecek açıklamalar bulmaya yönelir.

Siyah Kuğu mantığı, bilmediklerinizi bildiklerinizden çok daha önemli kılar. Sıra dışı olayları öngörememek, tarihin akışını da öngörememek demektir. Siyah Kuğuya maruz kalan ortamlarda tahmin yapamayız, aslında bunun farkında dahi olmayız. Siyah Kuğular öngörülemediğine göre, safça onları öngörmeye çalışmak yerine varlıklarına alışmamız gerekir.

Nadir görülen şey = belirsizlik. Aslında normal olan çoğu zaman önemsizdir. Çan Eğrisi büyük sapmaları göz ardı eder, onlarla uğraşmaz, ama yine de bizi belirsizliği hafiflettiğimize inandırır.

Halk arasından rastgele seçilmiş 1,000 kişiyi bir stadyuma toplayalım. Düşünebileceğiniz en kilolu (örneğin 250kg) insan da bunların arasında olsun. Grubun toplam ağırlığındaki payı kabaca %0,5 ile ihmal edilecek boyuttadır, adam 250kg dır ve onu fark bile edemezsiniz! Bu olgudan ütopya ülkesi VASATİSTAN olarak söz edeceğim: Örnek grubumuz büyükse, tek bir örnek bütünü veya toplamı önemli oranda değiştirmeyecektir. En büyük olgu etkileyici ama toplam açısından önemsiz olacaktır.

Şimdi bu 1,000 kişinin net varlığını ele alalım. Aralarında Bill Gates de olsun. Bill Gates’ in varlığını yaklaşık seksen milyar dolar ve diğerlerinin toplamının yaklaşık birkaç milyon dolar olduğunu varsayın. Bill Gates toplam varlığın %99,9 unu temsil edecektir. Birinin ağırlığıyla böyle bir pay oluşturabilmesi için yirmi milyon kilogram olması gerekir! Bunu da ütopya ülkesi AŞIRİSTAN olarak anlatacağım. Aşıristan’ da eşitsizlikler öyle bir boyuttadır ki, tek bir örnek bütünü veya toplamı orantısız biçimde etkileyebilir.

Kilo, boy, kalori tüketimi Vasatistan’a özgü, servet ise değildir. Neredeyse tüm sosyal konular Aşıristan’ a özgüdür. Diğer bir deyişle, sosyal nicelikler enformasyoneldir, fiziksel değil; onlara dokunamazsınız. Banka hesabındaki para önemlidir ama fiziksel değildir, sadece bir sayıdır.

Vasatistan’ da yaşıyorsanız yaptığınız ölçümler konusunda rahat olabilirsiniz, ancak ölçtüğünüz şeyin Vasatistan’ a ait olduğundan emin olmalısınız. Siyah Kuğu ile karşılaşmazsınız. En uç örnekler bile ortalamanızı bozmaz. Verilerden edinebileceğiniz bilgiler, enformasyon arttıkça hızla çoğalır. Oysa Aşıristan’da tek bir örnek bile her şeyi değiştirebilir, ne kadar bilgi toplasanız da emin olamazsınız.

Kitabı okurken üzerinde düşünmemiz gereken sorular;

  • Gauss normal dağılım eğrisinin her durumda uygulanması, Başka bir değişle doğal düzensizliğin ihmal edilmesi
  • Bugün ve geçmişte neler olduğuna çok fazla odaklanmak olabilecekleri gözden kaçırmamıza neden olabilir mi
  • İmkansızlığın delil gerçekten var mıdır? Siyah kuğuların hiç görülmemesi (1697’ye kadar) onların varlığının imkansız olduğunun kanıtı değildir. Binlerce beyaz kuğu dünyada siyah olmadığını kanıtlamaz.
  • Düşüncelerimizi doğrulamak yerine çürütebilecek bir şeyler aramak daha faydalı olabilir mi?
  • Gizli kanıt sorunu. Ateist lakaplı Yunan filozof Diagoras’a, tanrılara dua eden ve bir gemi enkazında kurtarılan insanların görüntüleri gösterildi. Bunun anlamı, duanın ölümden kurtardığıydı. Diagoras sordu: Ve dua eden ama yine de boğulanların görüntüleri nerede?

Doğa ve  dolayısıyla yaşam oldukça düzensiz ve siyah Kuğu larla dolu olduğuna göre mümkün olduğunca çok farklı şeyler denemeli,  olayların artı ve eksilerini değil seçimlerimizin sonuçlarına odaklanmalı ve son olarak düşüncelerimizi ve algılarımızı bizi çevreleyen yargılardan kurtarmalıyız. Şeklinde ifade edebileceğimiz düşünce yapısının çok güzel bir  şekilde  anlatıldığı bir  kitaptır “SİYAH KUĞU”.

Ben Nassim Nicholas Taleb’in tüm kitaplarını severek okudum siyah kuğu ve yazarın diğer kitaplarını riski anlamak, yönetmek için mutlaka okunması gereken kitaplar arasında olduğunu düşünmekteyim. Nassim Nicholas Taleb kitaplarıyla birlikte okunması gereken bir diğer kitap ise 2002 nobel ekonomi ödülü sahibi Daniel Kahneman’nın “Hızlı ve Yavaş Düşünme” kitabıdır.