Ülkemizde Kasım 2021 de %21 seviyesinde olan enflasyon oranı o tarihten itibaren bilinen sebeplerden dolayı yandaki grafikten de görüldüğü şekilde hızla artmaya başlamıştır. Enflasyondaki bu değişime bağlı olarak enflasyon-resesyon ortamında iş dünyamız tatsız bir ortam ile karşı karşıya kalmıştır. Bu bağlamda gerek üst yöneticiler gerekse firma sahiplerinin yüksek enflasyon ortamı için deneyimli olsunlar ya da olmasınlar temel amaçlarının firmalarının bu olumsuz ortamdan sorun yaşamadan geçmesini sağlamak olmalıdır.
Yandaki grafikte ülkemizin 1965 yılından itibaren enflasyon ile mücadelesi görülebilir. 2003 yılından itibaren düşmeye başlayan enflasyon oranı Kasım 2021 tarihine kadar günümüze göre nispeten düşük seviyelerde seyrettiği görülmektedir. Aynı dönemde özellikle 2008 sonrası dünya kaynaklı olarak faiz oranındaki düşme de dikkate alındığında firmalarımız ve firmalarımızı yöneten yöneticilerimiz acısından farklı bir ekonomik ortam oluşmaya başlamıştır.
Ülkemizde 2003 -2021 yılları arasında firmalarımızdaki yüksek enflasyon ortamlarına alışık yöneticilerimizin 2010 sonrası hayatın doğal akışı kapsamında değişmeye başlaması ve yeni nesil yöneticilerin enflasyon-faiz-resesyon tecrübesinin özellikle 2021 sonrası nispeten az olması firmalarımız acısından bir risk oluşturmaktadır.
Yüksek enflasyon-faiz ve resesyon dönemlerinde firmalarımızın özellikle bilmesi gereken belli başlı konular;
- Yüksek enflasyon nakit tüketir,
- Talep düzeyi ve yapısı değişir,
- Enflasyonun etkisi kümülatiftir,
- Finansal piyasalardan nakit kaynak yaratmakta sıkıntılar başlar,
- Rekabet şartları değişir.
Yukarda belirttiğim nedenlerden dolayı firmalarımızın yüksek faiz ve enflasyon ortamlarında oluşan zorluklar ile başa çıkmaları için Finans, Pazarlama, Üretim, İnsan Kaynakları ve teknoloji ekiplerinin ortak mücadele ve anlayışa sahip olması oldukça önem arz eder.
Yüksek enflasyon ve faiz ile mücadelede firmalarımızın kanımca gözden kaçırdığı konuların başında konu olumsuz ortamın firmanın tüm iş modelini etkilediğidir. Bu bağlamda nakit yönetimi, fiyatlama, hammadde maliyet yönetimi, personel yönetimi, gider yönetimi ve dijitalleşmenin firmalarımız tarafından bir bütün olarak değerlendirilmesinin daha doğru bir yaklaşım olduğunu düşünmekteyim. Örneğin etkin bir nakit yönetimi için finansın, pazarlamanın ve tedarik zinciri yönetiminin ortak politika ve yaklaşımlar geliştirmesi daha etkin sonuçlar doğurur.
Yüksek enflasyon, faiz ve resesyon dönemlerinde firmalarımızın bir bütün olarak mevcut iş modelleri üzerinde yeni politikalar üretmesi gerekirken bu durumun hızlı ve etkin yapılması da firma acısından çok önemli olduğunu düşünmekteyim. Başka bir değişle firmalarımızın bu tür olumsuz ortamlarda hızlı karar alabiliyor olmaları gerekmektedir.
Firmalarımızın bu zor şartlarda ayakta kalabilmesi için bir bütün olarak hızlı karar alabilmeleri için mevcut durumlarını çok iyi biliyor olmaları ve gelecekteki olası durumlar için çeşitli davranış senaryoları geliştirmiş olmaları gerekmektedir. Geleceği tahmin edemeseler bile mevcut durumda maliyetlerini, nakit dengelerini ve gelecekteki olası nakit dengelerini biliyor veya hızlı hesaplamalar yapabiliyor olmaları gerekmektedir.
Bir başka değişle dinamik bütçe modellerine ve dinamik bütçe modelleri üzerine oturmuş nakit akış projeksiyonlarını oluşturmaları gerekmektedir. Yüksek enflasyon, faiz ortamında nakit akışta yaşanacak küçük sıkıntılar bile firma acısından ölümcül sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır.
Firmalarımızın yüksek enflasyon, faiz ve resesyon dönemlerinde firmalarımızın yapması gereken bir diğer konu ise firmalar için özelleştirilmiş erken uyarı sinyalleri oluşturmak ve konu erken uyarı sinyallerini periyodik olarak konuşmak üzere bir komite kurmaları gerektiğidir. Firma erken uyarı sinyallerinin oluşturulmasında dışardan bir değerlendirme almak amacıyla danışmanlık almasının faydalı olacağını düşünmekteyim.
Sonuç olarak firmalarımızın içinde yaşadığımız zor ekonomik şartlardan minimum hasar ile çıkabilmeleri için aşağıda verdiğim başlıklarda firma bünyesinde çalışmalar yapması gerektiğini düşünmekteyiz.
- Firma bünyesinde zor ve değişen ekonomik şartlar ile mücadele kapsamında tüm yönetim kadrosunun katılacağı, ayda bir defa toplanarak ekonomik şartların, stratejisini, müşterilerini ve finansman olanakları gibi firmayı ilgilendiren tüm konuların konuşulacağı bir komite kurulmalıdır,
- Firmaya özgü erken uyarı sinyalleri oluşturulmalı ve yukarda belirtilen komitede oluşturulan sinyaller değerlendirilmelidir. Erken uyarı göstergeleri sadece finans temelli olmamalıdır.
- İçinde bulunduğumuz ekonomik ortamın nakit tükettiği unutulmamalı ve bu kapsamda bütçe bazlı nakit akış projeksiyonları yapılmalıdır,
- Alacaklardaki ve stoklardaki nakit tüketimine yönelik politikalar geliştirilmelidir. Başka bir değişle işletme sermayesindeki nakit tuzaklara dikkat edilmeli.
- Ürün fiyatlama yaklaşımları gözden geçirilmeli ve değişen şartlara uygun hale getirmeye çalışılmalıdır.
- Maliyetler gözden geçirilmeli ve maliyet kontrolü uygulanmalıdır. Tedarik zinciriniz yönetimi dahil.
- Yüksek maliyetler oluşturmadan dijitalleşme ile maliyetlerinizi düşürün ve süreçlerinizi kontrol edin. Bu kapsamda çalışma yöntemlerinizde değişikliklere gidin.
- Şirket bünyesinde şirketinizin büyüklüğü ile orantılı olarak dinamik bütçeler oluşturun ve bütçe gerçekleşmelerini takip ederek yukarda belirtilen komitede değerlendirin.
- Dinamik bütçeleri baz alan nakit akış projeksiyonları yapın ve projeksiyonların gerçekleşmelerini takip ederek likidite acil durum planları oluşturun.