Ha-Joon Chang
344 Sayfa Basım Yılı 2011
Kitabın Özeti: Günümüzde en yaygın uygulanan kapitalizim, aslında serbest piyasanın ideolojik bir versiyonudur. Ve bu versiyon, 1950’lerden 1970’lere dek süren post-keynezyen kapitalizme kıyasla tam bir başarısızlık örneğidir.
Benzer Eserler:
Genel Teori: İstihdam, Faiz ve Paranın Genel Teorisi. John Maynard Keynes
Şok Doktorin. Naomi Klein
Kapital. Karl Marks
İstikrarsız Bir Ekonominin İstikrarı. Hyman Minsky
Yirmi Birinci Yüzyılda Kapital. Thomas Piketty
Büyük Dönüşüm Karl Polanyi
Yazar Hakkında: 7 Ekim 1963 doğumlu olan yazar, kalkınma ekonomisinde uzmanlaşmış Güney Koreli bir kurumsal iktisatçıdır. Chang, geniş çapta tartışılan birkaç politika kitabının yazarı olup, Cambridge Üniversitesi öğretim üyesi olan Prof. Chang, devletin kalkınmadaki rolü, sanayi ve teknoloji politikaları, kurumsal değişim, küreselleşme, özelleştirme, neo liberalizm, serbest piyasa ve kapitalizm gibi alanlarda çok sayıda akademik makalesi ve kitabı bulunmaktadır. Prof. Chang’ın serbest piyasayı ve neo liberal yaklaşımları hayli sert biçimde eleştiren bir akademisyen dir.
“Piyasa Devletleri”nde mi yaşamak istiyoruz, yoksa piyasaları olan devletlerin birer vatandaşı olmak mı?
“Objektif olarak tanımlanmış bir serbest piyasanın olmadığını anlamak, kapitalizmi anlamanın ilk adımıdır… Bazı piyasalar serbest görünse de bunun tek sebebi onları ayakta tutan düzenlemeleri tamamen görünmez kabul etmemizdir.”
“Birkaç istisna Hariç günümüzdeki tüm zengin devletler ki buna sözde serbest ticaretin ve serbest piyasanın kalbi olan İngiltere ve Amerika da dahildir; bugün gelişmekte olan ülkelere benimsememelerini tavsiye ettikleri korumacılık, devlet desteği ve benzeri politikaların birleşimi sayesinde zengin olmuşlardır. Serbest piyasa politikası geçmişte yalnızca bir avuç ülkeyi zengin etmiştir ve gelecekte de yine bir avuçtan fazlasını zengin etmeyecektir.”
Cambridge Üniversitesi ekonomisti Ha-Joon Chang kitapta, kapitalizmin ayakta kalmasını sağlayan iki fikri hedef almaktadır: Serbest piyasalar etkilidir ve adildir.
Chang serbest piyasa diye bir şey yoktur diyor. Tüm piyasalar sonradan oluşturulmuştur, işleyişleri belirli kurallar ve şartlara göredir. Bir piyasayı oluşturan şey her zaman politik bir tanımdır. Dahası, devletin piyasaya müdahale etmesine karşı çıkan lobiciler neredeyse her zaman piyasaları kendi lehlerine yönlendirmek için özel amaçlar doğrultusunda hareket ederler.
Chang’a göre gelirinin büyük bir bölümü turizmden gelen Seyşeller gibi nadir istisnaların dışında “hiçbir ülke, hizmet sektörüne dayanarak düzgün bir yaşam standardına erişemedi ve gelecekte de erişemeyecek.”
Eğitim seviyesinin ekonomi üzerindeki etkisi için Chang; zengin ülkelerde eğitimli vatandaş sayısının daha fazla olması bu ülkelerin zenginleşmesin deki faktörlerden biri olduğuna yönelik herhangi bir bulgu olmadığını belirtmektedir. Yazara göre bir ülkenin zenginleşmesi ve kalkınması “teknik, organizasyonel ve kurumsal bilgiye ne kadar hakim olduğuna” ve ister Amerika’nın Boeing’i veya Almanya’nın Volkswagen’i gibi dev şirketler, ister İsveç ve İtalya’nın daha küçük ithalat şirketleri şeklinde olsun halkının “son derece üretken girişimler” altında olup olmadığına bağlıdır demektedir.
Chang, Kapitalizm Hakkında Size Söylenmeyen 23 Şey’in bir “ anti-kapitalist” manifesto olmadığını söylüyor. O, kar amacının gücüne inanıyor ve piyasaları toplumsal ve ekonomik hedeflere ulaşmakta “alışılmadık derecede etkili” bir makine olarak görüyor. N var ki ideolojik serbest piyasa kapitalizmi, kapitalizmin yalnızca bir şeklidir ve son 40-50 yılda yaşanan ekonomik gelişmeler bu türdeki bir kapitalizmin büyümeyi engellediğini, eşitsizliği arttırdığını ve sık sık finansal çöküşlere neden olduğunu belirtiyor. Chang bu serbest piyasa geleneğinin yol açtığı hasarı düzeltmek için sarsıcı bir çözüm yolu sunuyor.: “Hükümet sistemlerinin daha büyük ve daha aktif olmaları gerek.” Bu noktada büyük hükümet sistemlerini ve bonkör sosyal yardımlarını ekonomik büyümeyle birleştirmeyi başaran İskandinav ülkelerini örnek gösteriyor.
En Başarılı ülkelere, hükümetlere ve firmalara baktığımızda, diyor Chang, onların kapitalizm anlayışının biraz daha farklı ve ideolojik değil pragmatik olduğunu görüyor. Şahısların ve şirketlerin yalnızca kendi çıkarları doğrultusunda hareket ettiğini varsayan tüm ekonomi teorileri güven, iş birliği, dürüstlük ve birliğin son derece değer verilen kavramlar olduğu ve bu kavramların toplumların uzun vadede başarıya ulaşmalarını sağladığı gerçeğini gözden kaçırmaktadır.